info@april.com.tr
Pazartesi - Cuma: 9:00 - 18:00
“Ramazan Bayramı’nın
ikinci akşamı soframıza büyük bir deniz kaplumbağası düştü.”
Ve sahne: İrfan Yunus ve ailesinin Balkara
şehrinde işlettiği naif lunapark.
"Hangi lunapark bir uydu fotoğrafına
doluyken yakalanmışsa oralıyım ben" cümlesinin müellifi İrfan.
"Burada çocukluk değil manyaklık ortaya
çıkar" sözünün sahibi Zafer. "Lunaparktaki sese ve ışığa savunma
geliştirmeye çalışan sinir sistemi dert çekmeye vakit bulamaz" diyen,
pembe ojeli parmaklarıyla hayal perdelerini parçalayan Ayşegül.
Dönmeli, hoplamalı, ışıklı bir eğlence
köyü.
Ölmüş meşhur şarkıcılara mektuplar yazan safiyet
ehli Mustafa, bir varoluş biçimi olarak bayılan Narine, kumarbaz Savaş, fettan
Alev, dövüş ustası bir dondurmacı. Deniz kaplumbağası, peruklu balerin, şaşı
ahtapot ve belgesel kameraları…
Ne demişler: Roket yükselmeye inanır. Rüzgâr hep
kazanır, tül hep kaybeder.
İşte huzurlarınızda; yükseliş, alçalış, merkezkaç
ve Newton. Acı, avantür, komedi ve sürpriz.
Bahadır Cüneyt Yalçın, Mütevazı Bir İntikam'ın
ardından Hep Lunapark ile yeni edebiyata bir kez daha kahkaha ve sevgiyle selam
çakıyor.
"Biz ancak kimsenin kaybetmediği bir ringte
kazanabiliriz."
Genel | |
Yazar | |
Orijinal Adı | Bahadır Cüneyt Yalçın |
Çeviri | - |
Kategori | Türkiye Roman |
Baskı | |
Cilt Durumu | Karton Kapak |
Kağıt Tipi | Enzo |
Basım Tarihi | Ekim, 2017 |
Sayfa Sayısı | 264 |
Basım Dili | Türkçe |